Domuz-Gribi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Domuz-Gribi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumartesi

Çocuklarda Domuz Gribi İçin Önlemler

Meksika da başlayarak diğer ülkelere yayılım gösteren Influenza A H1N1 grip salgını tüm dünyaya yayılmış durumda. Günümüzde mevcut salgını oluşturan bu virüsün yapısı incelendiğinde hem domuz tipi , hem mevsimsel grip oluşturan insan tipi , hem de kuş gribi tipi ile karışmış melez bir virüs olduğu saptandı.

Okulların açılmasıyla birlikte yayılma riski daha da artacak olan domuz gribi ile birlikte mevsimsel grip salgınına karşı veliler ile birlikte okulların hazırlıklı olarak işbirliği yapması önem taşıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sesin Kocagöz, çocukların bu virüsleri
erişkinlere göre daha çok yaydıklarını, bu nedenle hastalığın yayılmasının önlenmesinde temizliğin büyük rol oynadığını belirtiyor. Ayrıca kalabalık ve havasız ortamlar risk oluşturduğu için mümkün olduğunca bu tür ortamlardan uzak durmak gerekiyor ve kapalı alanların sıkca havalandırılması önem taşıyor.

Prof. Dr. Sesin Kocagöz, çocukların acilen sağlık kuruluşuna götürülmesini gerektiren belirtileri ve yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

- Yakınmalarının artması

- Hızlı veya zor nefes alma

- Vücutta solgunluk ya da morarma

- Beslenememe

- Uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil

- Huzursuzluk

- Ateşle beraber döküntü görülmesi

- Bu durumlar ortaya çıktığında en yakın sağlık merkezi aciline başvurun.

- Mümkün ise önceden hekiminiz ile temasa geçin ve bilgilendirin.

- Yolculuk sırasında çocuğunuzun ağzını ve burnunu maske ile kapatarak etrafa bulaşma riskini azaltın. (Şayet çocuğunuz maske takamayacak durumda ise etrafındaki kişilerin maske takması gerekmektedir.)

Prof. Dr. Sesin Kocagöz, ailelere çocuklarının domuz gribi konusunda taşıyabileceği riskler ve alınacak önlemler hakkında şu bilgileri verdi:

Çocuğunuzda H1N1 (Domuz Gribi) Varsa Yapılması Gerekenler:

- Tüm önlemlere rağmen çocuğunuz grip olduysa vakit kaybetmeden okul yönetimini bilgilendirin.

- Hekiminize başvurun. Hekiminiz çocuğunuza gerekli testlerin ve tedavi planını oluşturacaktır.

- Şayet çocuğunuzun genel durumu iyi ise bulaştırma riskini aza indirmek için evde istirahat etmesini sağlayarak bol sıvı alıp, var olan yakınmalarına yönelik tedavi uygulayın.

- Boğaz ağrısı için pastil, yüksek ateş, baş ve genel vücut ağrısı için ateş düşürücü, ağrı kesici almasını sağlayın.

Çocuğunuzun Okulunda H1N1 (Domuz Gribi) Virüsü Çıktıysa:

- Okul yönetiminin önerileri doğrultusunda hareket edin.

- Hapşırırken ve öksürürken çocuğunuzun ağzını ve burnunu tek kullanımlık mendillerle kapatması ve kullanılmış mendilleri çöpe atması konusunda eğitin.

- Özellikle hapşırdıktan veya öksürdükten sonra, ellerini iyice yıkamasını sağlayın.

- Yıkayamayacağı durumlarda kullanması için çantasında alkol bazlı el temizleyici bulundurmasını ve kullanmasını sağlayın.

El Sıkışmayın, Öpüşmeyin

Oseltamivir ve zanamavir isimli antiviraller ilk 48 saat içinde alınırsa belirtilerin azalmasına ve oluşma riski olacak komplikasyonların önlenmesinde etkilidir. Hekiminiz gerekli gördüğü takdirde antiviral tedavi verecektir. Özellikle altta başka hastalığı olanlarda riskli hastalık gurubunda olanlara (yaşlı ve çocuklar ile hamileler, kalp, akciğer veya böbrek hastalığı olanlar ile kanser ve benzeri tedavi altında olanlar) enfeksiyonu ağır geçirenlere önerilir. Ek olarak başka insanlara bulaştırmamak için, kalabalık ortamlara girmemek, özellikle riskli olan grup olan yaşlı ve çocuklardan uzak kalmak, öksürme ve hapşırma sırasında mendille ağız ve burunu kapamak ve sonrasında mendili atmak önerilmektedir. Grip ve diğer enfeksiyonlardan korunmanın en önemli yolu sıklıkla sabun ve su ile ellerin yıkanmasıdır. Öksürdükten veya hapşırdıktan sonra ellerinizi mutlaka yıkayın

Grip Nasıl Bulaşıyor-

- Öksürük ve hapşırma yoluyla, hasta kişinin tükürük zerrecikleri havaya yayılarak sandalye masa gibi yüzeylere bulaşabilir.

- Kişi virüsün bulaştığı bir yere dokunduktan sonra ellerini ağzına, gözlerine veya burnuna sürerse virüs bulaşabilir.

- Bu yüzeylerde virüsün ne kadar süreyle canlı kalabileceğini etkileyen ısı, nem oranı, yüzey niteliği gibi pek çok faktör söz konusudur. Hasta kişinin temasının olduğu bu yüzeylere dokunulmamalı, herhangi bir sebeple dokunulduysa eller yıkanmalıdır.

- Bu yüzden sıklıkla ev, ofis ve okullarda kirliliğin çok olacağı yüzeylerde temizliklerinin sıklıkla yapılması gereklidir.

- Temizliğin normalde kullanılan standart ortam temizlik ürünleri ile yapılması yeterlidir.

- Ellerin sabun ve su ile yıkama ortamı bulunmadığı durumlarda alkol bazlı el temizlik ürünleri kullanılmalıdır.

Temizlikte Şunlara Dikkat Edin:

- Grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri mutfak tezgahı, oyuncaklar vb) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi yeterlidir.

- Hastalara ait çarşaf, çamaşır, havlu ve kap kacağın ayrı olarak yıkanmasına gerek yoktur.

- Ancak, bu eşyalar yıkanmadan başkası tarafından kullanılmamalıdır.

- Bu çarşaflar mümkün olduğunca elle temas edilmeden taşınmalı ve yıkanmalıdır. Hastanın çarşafları, çamaşırları değiştirildikten sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır.

- Hastaya ait kap kacak ya bulaşık makinesinde ya da elde deterjan kullanılarak yıkanmalıdır.

Bunları Aklınızda Tutun:

- Mevsimsel grip aşısının yaptırılmasının ardından birkaç ay sonra gelmesi planlanan H1N1 aşısının ( üç hafta ara ile iki doz) yapılması korunmada önemlidir.

- Okulların grip salgını nedeni ile bir süreliğine kapanması olasılığına karşın hazırlıklı olun.

- Çocukların bu nedenden dolayı bir süreliğine evde kalma ihtimallerine karşın bakımları ve sıkılmamaları için koşullarınıza uygun planınızı önceden oluşturun.

- Grip benzeri bulgularınız var ise evde kalın.

- Bu grup enfeksiyonlarda okullar ve iş yerleri enfeksiyonun yayılması için ana kaynak oluşturmaktadır. Bu yüzden bulaşma zincirini kırmak için evde kalın.

- Sakin olun.

- Hastalık belirtileri geliştiyse telaşlanmayın.

- Zaman kaybetmeden hekiminize başvurun ve onun önerilerine uyarak belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde dinlenin.

- Hasta görünen, ateşli ve öksürüğü olan kişiler ile yakın temastan kaçının.

Domuz Gribi ve Aşısı Hakkında Merak Edilenler

Türk Tabipleri Birliği, domuz gribi ile ilgili güncel gelişmeler doğrultusunda, Prof. Dr. Murat Akova ve Doç. Dr. Alpay Azap’ın katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi. Akova ve Azap’ın domuz gribi hakkında en çok sorulan sorulara verdikleri yanıtlar şöyle:

Domuz gribi hakkında kısa bilgi…
Pandemik İnfluenza A (H1N1) virüsünün neden olduğu domuz, kuş ve insan grip virüslerinin bir karışımı olarak karşımıza çıkmış olan yeni grip türüdür. İlk defa Mart 2009’da Meksika’da insanlar arasında görülmeye başlayan grip salgını hızla dünyaya yayılmış ve hatırlanacağı üzere Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 11 Haziran 2009’da pandemi (faz 6) alarmı vermiştir. Geçen dönem güney yarı kürede görülen hastalık, kış mevsiminin gelmesiyle birlikte son haftalarda kuzey yarı kürede yayılmaya başlamıştır.

Hastalığın klinik seyri nedir?
Hastalığın klinik belirtileri mevsimsel gripten farklı değildir. Pandemik grip (H1N1) şu aşamada mevsimsel influenzadan daha ağır seyretmemektedir. Ancak hızlı yayılma özelliğine sahiptir. Mevsimsel influenzadan en önemli farkı toplumun büyük kesiminin daha önceden bu ve benzeri olan viruslerle karşılaşmamış olmasıdır. Bu nedenle dünya nüfusunun önemli bir kısmı hastalığa açıktır. Pandemik H1N1’in öldürme hızı binde 3-5 arasındadır. Bu normal influenzadan daha düşük bir orandır. Ancak hastalığa yakalananlar arasında belli gruplarda ölüm oranı normal influenzaya göre daha yüksektir.

Kimler daha çok etkileniyor?
Hastalığın bugüne kadarki seyri incelendiğinde, 6 ay-24 yaş arası çocuk ve gençlerin daha çok etkilendiği görülmüştür. Hamileler, hasta olan kişilerle ilk temas edebilecek hizmet grupları hastalıktan etkilenecek gruplar arasında sayılmaktadır. Hastalık 65 yaş üzerindeki kişilere kolay bulaşmamaktadır. Bunun 1918’de meydana gelen büyük salgın ile ilgili olduğu düşünülüyor. 1918’de meydana gelen grip salgınındaki virus bugünkü viruse çok benziyor. O virus 1950’lere kadar dolaştığı için 65 yaş üzerindeki kişilerin kısmi bağışıklık geliştirdiği kabul ediliyor.

Endişeli olunan nokta nedir?
Endişeler influenza A virusunun çok kolay yapı değiştirmesinden kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, ilerleyen süreçte hastalığın seyrinin daha ağır olup olmayacağı hakkında kesin bir şey söylenememektedir. Geçtiğimiz yüzyılda yaşanan grip salgınlarında, başlangıçta hafif enfeksiyona neden olan virüsün sonradan daha öldürücü hastalık yapma yeteneğine kavuştuğu izlenmiştir.

Hasta olmamak için ne yapmalı?
Öncelikli risk grubu olarak ifade edilen çocuk-genç yaş grubunu hastalıktan korunması için kişisel hijyene dikkat başta gelmektedir. Okullarda hijyene, özellikle el hijyenine maksimum önem verilmeli, eller sık sık yıkanmalıdır. Küçük yaş gruplarında eğer çocukların sık sık ellerini yıkamaları sağlanamıyorsa alkollü el dezenfektanları kullanılmalıdır. Okullarda, çocukların bir arada bulunmalarının zorunlu olmadığı sınıf dışı faaliyetler sınırlanmalıdır. Ne kadar çok farklı gruptan çocuk bir araya getirilirse riskin o kadar artacağı unutulmamalıdır. Okul gezileri sınırlanmalıdır.

Hastalık görüldüğünde, okulların kapatılması için bir ölçüt var mıdır?
Bunun için geliştirilmiş rakamsal bir ölçüt ne yazık ki yok. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), okul kapatma ve benzeri uygulamaların salgının başlangıcında yapıldığı takdirde infeksiyonun yayılmasını yavaşlatacağını dolayısıyla sağlık otoritelerine gerekli hazırlıkları yapmak için zaman kazandıracağını belirtmektedir. Bugün için ülkemizde gerçekleştirilen okul kapatma uygulamaları da aşı sağlanana kadar infeksiyonu olabildiğince sınırlı tutabilmek amaçlıdır.

Beraber çalıştığımız birisinde ya da çocuğumuzun sınıf arkadaşında hastalık olunca ne yapmalı? Koruyucu ilaç almalı mı?
Hasta olduğu düşünülen kişilerle temas etmiş olanların rutin olarak bu virusun varlığı yönünden taranmasına gerek yoktur. Hastanın grip semptomları yönünden takip edilmesi yeterlidir. Ancak semptom çıkması durumunda hasta tedavi yönünden değerlendirilmelidir. Semptom gözlenen hastaların önemli bir kısmında da tedaviye ihtiyaç duyulmayacaktır. Uluslararası bilimsel kurumların hastalığa yakalanan herkesin tedavi edilmesine yönelik önerisi bulunmamaktadır. Belli bir takım risk faktörü taşıyan kişilerin tedaviye alınması gerekecektir.

Belirtileri neler ve görülünce/hasta olunca ne yapılmalı?
Pandemik grip (H1N1) in belirtileri mevsimsel griple aynı olup ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas ağrıları ve daha geri planda kalan burun akıntısı, ishal, bulantı-kusma gibi belirtilerdir. Hastalanan çocuklar okula gönderilmemeli, veliler bu konuda uyarılmalıdır. Hastalanan çocuklar hastalık tamamen iyileşene kadar -ki bu süre genellikle 7 gündür- evde tutulmalı, hastalığın daha uzadığı durumlarda ise ateş düştükten en erken 24 saat sonra okula gönderilmelidir. Hastalanan çocukların iyi beslenmesi ve bol sıvı alması sağlanmalıdır.

Halen var olan grip aşısı yeterli mi? Domuz gribi aşısı farklı mı?
Pandemik grip (H1N1) için geliştirilen aşı şu anda ABD, İsveç ve Macaristan’da kullanılmaktadır. Şu an Türkiye’de var olan aşı bir yıl öncesinin influenza virusüne karşı geliştirilen mevsimsel grip aşısıdır. Pandemik grip (H1N1) aşısının üretim çalışmaları Temmuz ayı başından bu yana devam etmektedir. Yaklaşık 5 bin civarında çocuk ve erişkinde denendiğini ve belirgin bir yan etkisinin izlenmediğini biliyoruz.

Tek bir aşı mı var, farklı aşılar mı var? Hangisi tavsiye ediliyor?
ABD ve Avrupa’da üretilen iki tip aşı var. Bu iki tip aşının etken maddeleri birbirinden farklı. Birinde zayıflatılmış canlı virüs var diğeri ise ölü virüs içeriyor. Aşılar içerisinde üç önemli madde var. Bunlardan birisi, antijen denilen vücutta esas bağışıklığı sağlayacak olan virüsün parçasını içeren kısım. İkinci madde ise ABD de olmayan ve Avrupa da olan adjuvan denilen ve aşının bağışıklık yapma gücünü artıran madde. Aşılarda bu amaçla uzun yıllar alüminyum kullanılmıştı. ABD, var olan ancak bilimsel olarak kanıtlanmış bulunmayan iddialar nedeniyle, aşıların içinde adjuvan madde kullanılmasına izin vermiyor. Adjuvanların çok nadir olarak alerjik reaksiyonlara yol açtığı, bazı romatolojik hastalıklar gibi istenmeyen bazı yan etkilere yol açtığı öne sürülüyor. Bu nedenle de ABD de hukuki olarak sorumlu tutulan çok sayıda dava olduğu için bu maddenin aşılara konulmasına izin verilmiyor. Avrupa daki aşıların içinde adjuvan maddesi var. Bu aşılar 5 büyük firma tarafından üretiliyor. Türkiye ye gelecek aşıların içerisinde büyük olasılıkla bu madde olacak. “Bunun bulunmasının bir zararı var mı” sorusuna kesin bir yanıt verilemiyor ancak Avrupa Birliği’nde adjuvanlı (sequalen veya alüminyum) aşılar yıllardır uygulanıyor ve ciddi bir yan etki hali hazırda bildirilmiş değil. Ama bu sadece Türkiye ye özgü bir şey değil, ABD dışındaki tüm ülkelerdeki aşıların içerisinde adjuvan maddesi olacak. Üçüncü madde ise cıvalı bir bileşik. Aşının, başka mikroplarla kontamine olmasını, bulaşmasını engelleyen koruyucu bir madde. ABD deki aşıların içerisinde bu da bulunmuyor. Civa olması çok da bir önem taşımıyor. Çünkü, arka arkaya çok dozda aşı yapıldığı takdirde, vücutta birikip özellikle çocuklarda bir takım rahatsızlıklara yol açabiliyor, ancak tek doz yapımında bir sorun bulunmuyor.

Aşıların yan etkileri söylendiği gibi mevcut grip aşılarından daha fazla mı?
Grip aşısı dünyada 50 yıldan daha uzun süredir üretilen bir aşı. Üretme tekniği teknolojinin de gelişmesiyle çok daha iyileşmiş olmakla birlikte temel olarak üretim basamakları on yıllardır hep aynı. Embriyonlu tavuk yumurtasından üretiliyor. Son yıllarda doku kültürlerinden de üretilse de bunların sayısı çok az. Dolayısıyla dünyada bu konuda ciddi bir deneyim ve birikim var. Domuz gribi aşısının mevsimsel influenzadan daha fazla bir yan etkisi olduğu bugüne kadar tespit edilmedi. Ancak lokal yan etkiler olabiliyor; aşı yerinde hafif kızarıklık, aşı yerinin hafif ağrıması gibi. Buna karşılık ciddi yan etkiler çıkması olasılığı son derece düşük ve mevsimsel grip aşısında beklenen yan etki oranından daha fazla değil. Ancak dünyada ilk kez böyle büyük bir kitlesel aşılama faaliyeti olacağı için milyonda bir ya da daha nadir görülen yan etkilerin de ortaya çıkma olasılığı da ihmal edilmiyor. Dünya Sağlık Örgütü bunları takip ediyor. Aşının kanser yaptığına dair söylenceler kesinlikle doğru değil.

Söylendiği gibi geçmiş yıllarda, 1950-60 larda yaşanmış olumsuz tecrübeler var mı?
Grip aşılarının üzerine haksız bir şekilde yapışıp kalan kötü şöhret, 1976 yılında ABD’deki aşılama sırasında sinir sistemini tutan bir hastalık olan Guillain-Barre hastalığının sıklığında bir artış tespit edilmesinden kaynaklanıyor. Ancak bu artışın aşıdan kaynaklandığı kesin olarak gösterilemediği gibi sonraki on yıllar boyunca grip aşılarının bu hastalığa neden olduğu ispatlanamamıştır. Arada doğrudan bir nedensellik ilişkisi kurulamamıştır. Bu hastalık her toplumda 100.000’de 4-5 sıklıkta görülmekte ve viral infeksiyonlar tarafından da başlatıldığı düşünülmektedir. ABD’de aşı yan etkilerini takip eden kuruluş yıllar içerisinde yüz binlerce aşı uygulamasını değerlendirdikten sonra grip aşılarının bu hastalık riskini artırmadığını tersine bir miktar azalttığını belirtmiştir.

Aşı yapımı nasıldır? Adjuvan etki nedir?
Aşı adjuvanla birlikte yapıldığı zaman bağışıklık potansiyeli çok daha yükseliyor. Birisi yüzde 70 bağışıklık kazandırıyorsa, birlikte olduğunda bu oran yüzde 90 a çıkıyor. “Adjuvana bağlı yan etki görülebilir mi” sorusuna da kesin yanıt verilemiyor, çünkü dünyada hiç bu kadar çok yaygın bir aşılama uygulanmadı. Nadir olasılıklar olacak diye insanların aşıdan mahrum kalması doğru değildir. Böyle bir yan etkinin olup olmayacağını şu anda bilmeden bu konuda spekülasyon yaratmak doğru bir yaklaşım değil.

Aşı olunmasını öneriyor musunuz?
Evet. Aşının faydası olası yan etkinin yaratacağı zarardan çok daha büyüktür. Bu nedenle yan etki olabileceği endişesiyle aşı yaptırmamak büyük hata olur. Çünkü aşının alternatifi hastalığa yakalanmaktır. Bunun sonuçları ise daha kötü olabilir.

Kimler aşı olmalı?
65 yaş altı tüm nüfusun belli bir öncelik sırasına göre aşılanması gerekmektedir. Sıranın başında hastalığa en açık kesim olarak nitelenen 6 ay - 24 yaş arasındaki kişiler, hamileler, altta yatan kronik hastalığı olanlar, hastalıkla öncelikli karşılaşabilecek hizmet grupları; sağlık çalışanları, itfaiye, güvenlik görevlileri vs. yer alıyor.

Cuma

Domuz Gribi Virüsü Ne Kadar Ölümcül, Aşı Olmalı mı, Olmamalı mı

Tüm dünyaya hızla yayılan domuz gribi salgını tartışmaları da beraberinde getirdi. Virüs ne kadar ölümcül, aşı olmalı mı, olmamalı mı? İşte cevabı...

Nisan ayında Meksika’da başlayan domuz gribi salgınının dünya çapında bir salgına (pandemi) dönüşebileceği ve milyonlarca insanın ölümüne yol açabileceği endişesi hiç de haksız değildi...

BİR: Şimdiye kadar insanlarda hastalık yapmamış olan ‘yepyeni’ bir grip virüsü ile karşı karşıya idik. İnsan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşan bu virüsün bulaşacağı her kişiyi hasta etmesi kaçınılmazdı, çünkü kimsenin buna karşı bağışıklığı yoktu.

İKİ: Domuz gribi virüslerinin domuzlarla çok sıkı temasları olan insanlara (mesela domuz çiftliklerinde çalışan işçilere) bulaşabileceği biliniyordu. Hatta 1988 senesinde Wisconsin’de görülen domuz gribi salgınında virüslerin insandan insana geçtiği de belirlenmişti ama bu çok az sayıda insanla sınırlı kalmıştı.

Oysa Meksika’ da başlayan salgının etkeni olan virüs nasıl becermişse becermiş ‘insandan insana kolayca bulaşma kabiliyeti’ de kazanmıştı.

Bu iki özellik, bir pandeminin kapımızda olduğunu gösteriyordu. Nitekim H1N1 olarak isimlendirilen virüs birkaç ay içinde tüm kıtalara ve 100’ den fazla ülkeye yayıldı ama zaman geçtikçe, ölen insan sayısının ilk başlarda tahmin edildiği kadar fazla olmayacağı da ortaya çıkmaya başladı.

PANDEMİ DEĞİL ÖLÜM ORANI ÖNEMLİ
Pandemi milyonlarca insanın hasta olması demek ama bir pandeminin esas tehlikesi salgına yol açan virüsün öldürücülüğü ile ilgili!

İlk aylarda bu yeni H1N1 virüsünün öldürücülüğünün de çok yüksek olacağı zannedildi. Bilerek, bilmeden veya belki de 40 yıl sonra bir pandemi ile karşılaşmanın heyecanı ile önemli bir hata yapıldı. Pandeminin öldürücülüğü, virüs bulaşan tüm insanlardaki orana göre hesaplanması gerekirken sadece hastaneye yatırılan insanlardaki ölüm oranlarına bakılmıştı ve tabii ki çıkan değerler çok yüksekti. Buna göre de milyonlarca insanın ölmesi de kaçınılmaz gözüküyordu!

NE YAPILMALIYDI?
Özetleyecek olursak; hiçbir insanın bağışık olmadığı, insandan insana kolayca bulaşan ve ölüm oranı da çok yüksek olan bir grip pandemisi ile karşı karşıyaydık.

Bulaşıcı salgın hastalıklara karşı tıbbın elindeki en önemli silah aşı idi. Bugüne kadar birçok salgın yapan hastalık aşılar sayesinde ortadan kalmıştı. Böyle bir pandemiyi en az hasta ve ölümle atlatabilmek için de ‘olabildiği kadar kısa zamanda, olabildiği kadar fazla insanın bu yeni virüse karşı aşılanması’ en iyi çare gibi görünüyordu. Ancak domuz gribine karşı kimsenin elinde hazır aşı yoktu.

İlgili firmalar aşka geldiler; derhal büyük bir gayretle ve hızla aşı üretme çalışmalarına başladılar. Bu, bilimsel olarak da makul ve mantıklı bir girişimdi ama ortada da kafaları kurcalayan ve cevabını kimsenin veremediği sorular da dolaşmaya başlamıştı:

Çok kısa bir zamanda milyonlarca dozda, etkili, güvenilir ve yan etkileri de olmayan bir aşı üretmek mümkün olabilecek miydi?

GERÇEKLER ORTAYA ÇIKIYOR
Tartışmalar süredursun; pandeminin içimizi ferahlatan özellikleri de ortaya çıkmaya başladı. Bunlar içinde en önemlileri sağlıklı insanların hastalığı tedaviye bile gerek kalmadan atlatabildiklerinin ve domuz gribinin öldürücülüğünün olağan gribe göre çok daha az olduğunun ortaya çıkmasıydı.

Kuzey yarı kürenin şansı yaza girmemizdi. H1N1’in ikinci dalgasını aralık veya ocak ayından sonra yapması bekleniyordu; o zamana kadar da aşılar hazırlanmış, milyonlarca insan aşılanmış olacaktı. İkinci dalganın beklenenden çok erken gelmesi ve aşı üretimindeki gecikmeler tüm hesapları alt üst etti.

GELELİM NETİCEYE
H1N1 daha şimdiden milyonlarca insana bulaşmış durumda. Üstelik zaten ‘peyderpey’ gelen ve tamamının söz verilen zamanda gelememesi ihtimali de olan aşılarla hedeflenen büyük kitlenin aşılanması ve bunun salgının hızını kesmesi pek mümkün görünmüyor.

Bu durumda ilk gelen ve gelecek olan aşıların herkese değil, ‘öncelikle 25 yaş altı risk gruplarına yapılması’ daha doğru bir uygulama olacak.

Başka mühim nokta da risk gruplarına pnömokok aşısı yapılması. Zira grip salgınlarından ölümlerin bir numaralı sebebi zatürree ve bu zatürreelerin de önemli bir kısmında etken pnömokok adı verilen mikroplar. Elimizde de buna karşı ‘etkinliği şüpheli’ de olsa bir aşı var.

Sağlık Bakanlığı bu konuda ne düşünüyor acaba?

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi

Salı

Domuz Gribi ilacı Varmı ?

Domuz gribi günümüzde bir saglın ve bunun bir ilacı varmı herkes merak ediyor olsa gerek..

Evet. Domuz gribinin tedavisi veya bu hastalıktan korunmak için doktor kontrolünde kullanılabilecek ilaçlar var.

Bu ilaçlar doktorlar tarafından önerilmedikçe, reçetesiz olarak kesinlikle kullanılmamalıdır.

Bu ilaçları bilinçsiz bir şekilde kullanmak yan etkilere neden olabilir.

Lütfen kendi kendinize teşhis koymayın.

Bir şikayetiniz var ise bırakın teşhisi doktorunuz koysun, kontrolünüzü yaptırın,

Ben hasta olmam ‘ veya Ben kesin hasta oldum ‘ gibi teşhisler koymayınız, Mutlaka doktora görününüz.

Domuz Gribi A (H1N1) Nedir Belirtileri Tedavisi Önlemleri

Domuz gribi nedir?
Domuz gribi, A (H1N1) tipi virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan viral bir hastalıktır. Hastalık ilk kez Meksika ve ABD’de görülmüş ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır.

Bu yeni H1N1 virüsü neden” domuz gribi olarak adlandırılmaktadır?
Bu virüse “ domuz gribi” denmesinin sebebi, domuzlar arasında görülen grip virüslerine çok benzediğinin gösterilmiş olmasıdır. Bu yeni virüs insan, domuz ve kuş virüslerinin bir karışımıdır.

Domuz gribi (A/H1N1) virüsü bulaşıcı mıdır?
Domuz gribi A(H1N1) virüsü bulaşıcıdır ve insandan insana geçmektedir.

Domuz gribinin (A/H1N1) belirtileri nelerdir?
Domuz gribinin belirtileri, insanlarda görülen grip belirtilerine benzerdir. Bunlar:
Ateş,
Öksürük,
Boğaz ağrısı,
Yaygın vücut ağrısı,
Baş ağrısı,
Üşüme ve
Yorgunluk
gibi belirtileri içermektedir. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülebilmektedir.

Domuz gribi (A/H1N1) nasıl bulaşmaktadır?
Domuz gribinin de yine mevsimsel griple aynı şekilde yayıldığı düşünülmektedir. Grip virüsleri insandan insana öksürük ve hapşırma yoluyla bulaşmaktadır. Grip virüsü bulaşan bir yere dokunulduktan sonra, eller ağız ya da buruna götürüldüğünde de hastalık bulaşabilir.

Sulardan domuz gribi (A/H1N1) virüsü bulaşabilir mi?
İçme, kullanma ve havuz sularıyla bulaşma gösterilmemiştir.

Domuz gribini tedavi eden ilaçlar var mıdır?
Evet. Domuz gribinin tedavisi veya bu hastalıktan korunmak için doktor kontrolünde kullanılabilecek ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçlar doktor tarafından önerilmedikçe, reçetesiz olarak kesinlikle kullanılmamalıdır.

Hastalığa yakalanan kişiler ne kadar süreyle bulaştırıcıdır?
Kişiler, belirtilerin başlamasından bir gün öncesi ve 7 gün sonrasına kadar bulaştırıcıdırlar.

Daha çok hangi yüzeyler bulaşma kaynağıdır?
Öksürük ve hapşırma yoluyla, hasta kişinin tükürük zerrecikleri havaya yayılarak sandalye, masa gibi yüzeylere bulaşabilir. Kişi virüsün bulaştığı bir yere dokunduktan sonra ellerini ağzına, gözlerine veya burnuna sürerse virüs bulaşabilir. Bu yüzeylerde virüsün ne kadar süreyle canlı kalabileceğini etkileyen ısı, nem oranı, yüzey niteliği gibi pek çok faktör söz konusudur. Hasta kişinin temasının olduğu bu yüzeylere dokunulmamalı, herhangi bir sebeple dokunulduysa eller yıkanmalıdır.

Ev ve eşyaların temizliğinde nelere dikkat etmek gerekir?
Grip virüsünün yayılmasını önlemek için, yüzeylerin (masalar, kapı kolları, banyo yüzeyleri, mutfak tezgahı, oyuncaklar vb) günlük temizlikte kullanılan deterjanlarla temizlenmesi yeterlidir. Günlük kullandığımız temizlik maddeleri dışında klor, hidrojen peroksit, iyotlu antiseptikler ve alkol gibi bazı kimyasal maddeler de etkilidir.

Hastalara ait çarşaf, çamaşır, havlu ve kap kacağın ayrı olarak yıkanmasına gerek yoktur. Ancak, bu eşyalar yıkanmadan başkası tarafından kullanılmamalıdır. Bu çarşaflar mümkün olduğunca elle temas edilmeden taşınmalı ve yıkanmalıdır. Hastanın çarşafları, çamaşırları değiştirildikten sonra eller mutlaka sabunlu suyla yıkanmalıdır. Hastaya ait kap kacak ya bulaşık makinesinde ya da elde deterjan kullanılarak yıkanmalıdır.

Domuz gribinden kendimi nasıl koruyabilirim?
Halen domuz gribinden koruyucu bir aşı bulunmamaktadır.
Aşağıdaki önlemleri alarak sadece gripten değil; grip gibi solunum yoluyla bulaşan tüm hastalıklardan kendinizi koruyabilirsiniz:

* Öksürme ve hapşırma sırasında ağzınızı ve burnunuzu bir mendil ile kapatınız. Mendilinizi kullandıktan sonra çöp sepetine atınız.
* Öksürdükten ve hapşırdıktan sonra ellerinizi bol sabun ve suyla yıkayınız. Alkol içeren el yıkama antiseptikleri de etkilidir.
* Kirli ellerinizle gözlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmayınız.
* Domuz gribine yakalanırsanız, belirtilerin başlamasından 7 gün sonrasına ya da belirtilerinizin tamamen geçmesinden bir gün sonrasına kadar evde istirahat ediniz.
* Hastalığın bulaşmaması için çevrenizdeki kişilerden uzak durunuz.
* Bulunduğunuz mekanı sık sık havalandırınız.

Hastalıktan korunmak için ellerimi nasıl yıkamalıyım?
Ellerinizi 15-20 saniye süreyle su ve sabunla yıkamalısınız. Su ve sabuna ulaşamadığınız yerlerde alkol içeren el antiseptikleri kullanabilirsiniz. Şekillerle el yıkamayı görmek için tıklayınız.

Hastalanırsam ne yapmalıyım?
Domuz gribi şüpheli bir kişi ile temastan sonraki 7 gün içinde kendinizde yukarıda sıralanan hastalık belirtileri olduğunu hissederseniz hemen bir doktora başvurmalısınız. Doktorunuz herhangi bir teste ya da tedaviye ihtiyacınızın olup olmadığına karar verecektir.
Eğer hastalandıysanız veya hastalık belirtilerini gösteriyorsanız evde istirahat ediniz ve çevrenizdeki kişilerden de onlara bulaştırmamak için uzak durunuz.

Erişkinlerde acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir?
Zor nefes almak veya nefes darlığı
Bilinç bulanıklığı
Sık ve uzun süreli kusma

Çocuklardaki acil müdahale gerektiren belirtiler nelerdir?
Hızlı veya zor nefes alma
Vücutta solgunluk ya da morarma
Beslenememe
Uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil
Huzursuzluk
Ateşle beraber döküntü görülmesi.

Domuz Gribinin Belirtileri Nelerdir ?

Domuz gribi diğer grip türleri gibi ilk olarak yüksek ateş ve halsizlik ile başlıyor. Daha sonra şiddetli öksürük, eklem ağrıları, boğaz ağrıları, iştahsızlık, üşüme gibi belirtiler görülüyor bunların dışında kusmaya ve ishale neden olabiliyor.

Yaygın grip tipleri, genelde yaşı ilerlemiş insanları hedef alırken domuz gribinde ise ölümcül seyreden vakalar daha çok 25-45 yaş arasındakilerde görülüyor.

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ:
- Yüksek ateş,
- Baş ağrısı,
- Boğaz ağrısı,
- Öksürük,
- Genel vücut ağrısı,
- Halsizlik, bitkinlik, üşüme şeklinde…

Bazı domuz gribi vakalarında kusma ve ishalin, ağır vakalarda pnömoni, solunum yetmezliği ve bazen de ölümün görülebildiğine vurgu yapıldı.

VİRÜS NASIL BULAŞIYOR?
İnsanlar bu gribi hastalığa yakalanan domuzlardan aldı… Şu andaki salgın ise insandan insana bulaşma şeklinde görülüyor.

* İnsandan insana bulaşmasında, yakın temas, hastalığı taşıyanlarla aynı ortamı paylaşmak önemli rol oynuyor.

Domuz Gribi Önlemleri Korunma Yolları

VİRÜS NASIL BULAŞIYOR?
İnsanlar bu gribi hastalığa yakalanan domuzlardan aldı… Şu andaki salgın ise insandan insana bulaşma şeklinde görülüyor.

*İnsandan insana bulaşmasında, yakın temas, hastalığı taşıyanlarla aynı ortamı paylaşmak önemli rol oynuyor.

DOMUZ ETİ GÜVENLİ Mİ?
Domuz gribinin, usulüne uygun hazırlanan domuz eti veya diğer domuz ürünlerinin yenmesiyle bulaştığına ilişkin bulgunun olmadığı ve virüsün, 70 derece ısıtılınca öldüğü bildirildi.

VİRÜSTEN KORUNMA YOLLARI
Genel olarak kişisel temizlik önlemlerinin alınması, kalabalık ve havasız ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması, zorunlu haller dışında salgının yaşandığı bölgelere olan seyahatlerin ertelenmesi gerektiği bildirildi.

EN ETKİLİ ÖNLEM: EL YIKAMA
En etkili önlem sık sık ”ellerin yıkanması…” Bunun dışında , öksürürken ya da hapşırırken ağız ve burnun tek kullanımlık mendil ile kapatılması ve mendilin atılması, elin sabunlanması önemli.

Hasta kişilerle temastan mümkün olduğunca kaçınılması gerekiyor. Bol sıvı tüketmek ve iyi beslenmekte hastalığa yakalanmama açısından önemli.

Domuz Gribi Nedir ?

Meksika’da ortaya çıkan ve toplam 81 kişinin ölümüne neden olduğu sanılan, ABD’de de 10 kadar vakaya rastlanan domuz gribinin dünyaya yayılmasından endişe ediliyor. Domuz gribi hakkındaki bazı bilgiler şöyle:

DOMUZ GRİBİ NEDİR?
Domuz gribi, normalde domuzlarda görülen A tipi grip virüsünün yol açtığı bir solunum hastalığı olarak biliniyor ve bu hastalık hızla yayılabiliyor.

İNSANA BULAŞIR MI?
Domuz gribi domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor. Virüse karşı insanın doğal bağışıklığı bulunmuyor.

Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı salgın olabileceği uyarısında bulunuyor.

DOMUZ ETİ YİYENLER DOMUZ GRİBİNE YAKALANIR MI?
Domuz etinin yenmesiyle domuz gribi virüsü bulaşmıyor. Virüs solunum yoluyla bulaşıyor.

BU, DOMUZLARDA YENİ GRİP TÜRÜ MÜ?
İnsanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli değişim gösteriyor. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslerine duyarlı alıcılar bulunuyor.

Dolayısıyla domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırıyor.

DSÖ’ye göre, Meksika’da ölümlere neden olan domuz gribi virüsü A/H1N1. Bu virüs insandan insana bulaşabiliyor. A/H1N1 virüsü, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyor.

AŞISI VAR MI?
Domuzlara yapılan aşı bulunuyor, ancak insan için henüz aşı yok.