Hepimiz barsaklarında gaz üretiriz. Bu üretim özellikle sindirilmemiş besinleri işleyen kalın barsak bakterileri tarafından yapılır; en çok üretilen gazlar (hidrojen, metan ve karbondioksittir). Şanslı olduğumuz noktalardan biri üretilen gazın büyük kısmının yine kolondaki bakteriler tarafından kullanılmasıdır ki, bizi büyük sıkıntılardan kurtarır. Az miktarda gaz da kana emilerek akciğerler yolu ile vücuttan uzaklaştırılır.
Bazı insanlar diğerlerinden daha şanslıdır. Bu insanların barsaklarındaki bakteriler hemen bütün gazları kullanırlar ve böylece kişi çok az gaz çıkararak rahat bir yaşam sürer. Bu bireyler fasulye ve benzeri baklagiller gibi yüksek oranda gaz üretimine neden olan yiyecekleri yemedikleri sürece hemen hiç gaz şikayetleri olmaz. Barsaklarda kalan gazlar birikerek barsak duvarına bası yaparlar. Gerilen barsak duvarı bu gazları dışarı
atmak için kasılır ve gazı iter. Bu süreç tamamlanırsa kişi gaz çıkarır ve rahatlar. Ancak bazen süreç başarısız olur ve distansiyon (karnın şişmesi ve gerilmesi) ve ağrılı bir durum ortaya çıkar.
Bakterilerin gaz üretmesine neden olan yiyeceklerin başında basit (çay şekeri, meyve şekeri vs.) ve kompleks şekerler (selüloz vs.) gelir. Bu şekerlerin ince barsaklarda sindirilip emilmeyen kısmı kalın barsağa ulaştığında bakteriler tarafından kullanılır. Bazı şekerlerin barsaklarda sindirilmesi ve emilmesi kişiden kişiye bazı farklılıklar gösterir. Bu şekerler arasında en bilinenleri süt şekeri laktoz ve meyve şekeri fruktozdur. Laktozu sindiren barsak enzimi olan laktaz pekçok insanda yeterince bulunmaz ve bu nedenle laktozun çoğu herkesçe sindirilemez. Sorbitol ve fruktoz özellikle sanayide yaygın kullanılan tatlandırıcı şekerlerdir; sorbitol düşük kalorili diyet ürünlerinde, fruktoz ise tüm şekerleme türleri ve alkolsüz içeceklerin başlıca şekeridir.
Bitkiler tarafından şekerlerin depolanması amacı ile üretilen nişasta da önemli bir barsak gazı kaynağıdır. Buğday, arpa, patates, mısır ve prinç bu tür şekerden son derece zengindir ve barsak gazına neden olurlar. Bunların içerisinde sindirimi en kolay olan prinçtir ancak pirinç de kan şekerini çok çabuk yükselttiği için gazı az ama başka derdi olan bir bitkisel üründür. Ancak şu bir gerçektir ki tüm bu bitkisel ürünlerin barsak gazına neden olurlar.
İlginç bir gerçek de şudur; rafine ürünler (un, nişasta vb.) doğal hububatlardan daha az gaza neden olurlar çünkü barsaktan emilimleri çok daha hızlıdır. Doğal haldeki hububatların içindeki fiber (lif) şekerlerin sindirimini yavaşlatır. Rafine ürünlerin içinde lif olmadığı için bu ürünlerin içindeki nişasta çok daha hızlı sindirilir ve emilir. Bununla birlikte bitkilerin içinde bolca bulunan sellüloz (ki bu da bir şeker kompleksidir) insan vücudu tarafından sindirilemez ve kalın barsaklara geçer. Kalın barsak bakterileri selülozu yavaş sindirdiği için sellülozu bol ürünler genelde az miktarda gaza neden olurlar.
Herkes için barsak gazları kaçınılmazdır. Ancak bazı bireyler bu konuda daha şanssızdır. Pankreasın salgıladığı enzimlerin azlığı (özellikle şeker sindiren enzimlerin) pekçok şeker türünün kalın barsaklara geçmesine neden olur ve bu da bakteriler için bir bayram havası oluşturur. Özellikler bazı kişilerin ciddi gaz probleminin olması bu pankreas enzimlerinin miktarına bağlıdır. Ayrıca kalın barsak florasındaki değişiklikler, uzun süreli antibiyotik kullanımı, aşırı rafine ürün tüketilmesi de barsak gazlarında artışa neden olabilir.
Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder