Ağız kuruluğu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ağız kuruluğu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe

Tüm Dünyada Diyabet Alarmı

Ağız kuruluğu, diyabet, diyabet alarmı, diyabet hastalığı, diyabetin belirtileri, Diyet, egzersiz, fazla kilo, istem dışı kilo kaybı, kalın bel çevresi, Şeker Hastalığı, yüksek diyabet riski..

Birleşmiş Milletler tarafından “dünyadaki tüm ülkelerin birinci derecede mücadele etmesi gereken sağlık sorunu” olarak belirlenen diyabet, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da “tüm dünyayı etkisi altına alan yeni bir salgın hastalık” olarak ilan edildi.


Hastaların tedavi ve bakımları için ülke genelinde bir yılda yaklaşık 3 milyar doların harcandığı diyabet, iyi tedavi edilmediği takdirde böbrek yetmezliği, körlük, koroner kalp hastalığı, nöropati gibi ağır sonuçlarla neden olan ve yaşam süresini kısaltan bir hastalık.

Diyabet her zaman belirti vermeyebilir

Metabolik Sendrom Derneği Başkanı Prof. Dr. Aytekin Oğuz diyabetin Dünya Sağlık Örgütü tarafından da salgın bir hastalık olarak nitelendirildiğine dikkat çekti. Önümüzdeki yıllarda her 10 erişkinden 1’inin diyabete yakalanacağını da söyleyen Prof. Dr. Oğuz “Diyabet her zaman belirti vermeyen bir hastalık. Bu nedenle tüm bireylerin kan şekeri ölçümü yaptırmaları gerekiyor. Dünyada ve Türkiye diyabet salgın şeklinde artıyor. Bu yüzden artık diyabetle ilgili eski yaklaşımları bir yana bırakarak, yeni bir yaklaşımda bulunmak gerekiyor. Biz de bu nedenle Metabolik Sendrom Derneği olarak 2008 yılı için bir değerlendirme çalışması yapmak istedik. Bu çalışmayla Türkiye’de diyabetin demografik profili görmenin yanı sıra, toplumdaki diyabet ile ilgili bilinci de ortaya koymuş olduk” dedi.

3 hastadan 1’i ilaç tedavilerini düzenli kullanmıyor

Her 3 hastadan birinin düzenli ilaç tedavisi olmadığını söyleyen Prof. Dr. Aytekin Oğuz, “Diyabet görülme sıklığının hem dünyada hem de Türkiye’de patlama yapması gibi ürkütücü bir gerçek karşımızdayken, diyabetik hastalarımız doktorlarıyla işbirliği yapmaları gerektiğini bilmelidirler. Hastalarımız için daha da kişiselleştirilmiş yaklaşımlara zemin hazırlayacak ve yaşam kalitelerini yükseltecek yeni tedavilerin ve ilaçların ufukta olması iyi haber” dedi.

İleri yaşların hastalığı olarak bilinen diyabetin artık herkesin sorunu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Oğuz, “Yıllardır dedelerin ve ninelerin hastalığı olarak kabul edilen diyabet artık gençleri de tehdit ediyor. Artık ‘diyabezite’ diye bir kavram yerleşiyor. Yani diyabet ile obezite birlikte görülüyor. Diyabetin bu kadar yaygınlaşmasının bir nedeni de obezitenin artması. Diyabet hastalarındaki kilo fazlalığı ve obezite çok yüksek oranda. ” diye konuştu.

Diyabet riskiniz yüksek mi?

1. Ailenizde diyabet varsa
2. Fazla kilolu iseniz
3. Bel çevreniz kalın ise
4. Hipertansiyon veya kan yağlarınızda yükseklik varsa
5. Kalp damar hastalığınız varsa
Diyabetli olma riskiniz yüksektir.

Diyabet belirtileri

1. Ağız kuruluğu
2. Çok su içme
3. Çok idrara çıkma
4. İstem dışı kilo kaybı
5. Halsizlik
6. Bulanık görme
7. İyileşmeyen/geç iyileşen yaralar

Diyabet hastalarına öneriler

1. Tedavinin esası diyet ve egzersizdir.
2. İdeal kilonuzda olun,
3. Kan şekeri ve hemoglobin A1C testlerini düzenli olarak yaptırın,
4. Kan şekeri kontrolü yanında tansiyon ve kolesterol değerleriniz de kontrolde olmalıdır.
5. İlaçlarınızı mutlaka doktor kontrolünde ve düzenli kullanın

Pazar

Ev Yapımı Konservelerde Zehirlenme Riski Yüksek

Ağız kuruluğu, bakteri oluşumu, bakterinin çoğalması, besin zehirlenmesi, Botulismus zehirlemesi, çift görme, ev yapımı konserveler, göz bebeğinin genişlemesi, göz kapaklarında düşme, hijyen koşulları, kalp atışlarında zayıflık, konservelerden zehirlenmek, ses kısıklığı, tansiyon düşmesi, tansiyon yükselmesi, toksin, yüksek ölüm riski, yutma güçlüğü, zehir üretimi, zehirlenme, zehirlenme riski

Uzmanlar, özellikle evlerde yapılan konservelerin hijyen koşullarına uygun olarak yapılmadığı durumlarda tıpta Botulismus zehirlemesi denilen ölüm riski yüksek besin zehirlenmesine yol açabileceği konusunda uyarıyor.


Refik Saydam Hıfzısıhha Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, “Diğer besin zehirlenmelerine göre çok yaygın değil; ancak ölüm oranı çok yüksek olduğu için en önemli besin zehirlenmelerindendir diyebiliriz. 1 mikrogramı 1 milyon fareyi öldürebilecek düzeyde bir zehirdir” dedi.

Refik Saydam Hıfzısıhha Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, konserve zehirlenmesi olarak bilinen Botulismus zehirlenmesinin, ‘Clostridium botulinium’ adı verilen ve çevrede yaygın olarak bulunan bir bakteri nedeniyle ortaya çıkan zehirlenme türü olduğunu belirtti.

Özellikle geleneksel usullerle yapılan yani evlerde üretilen konservelerde yeterli ısı uygulanamaması nedeniyle, kutudaki havasız şartlarda bakterinin çoğaldığını ifade eden Doç. Dr. Ertek, şöyle dedi:

“Çoğalan bakteri toksin yani zehir üretmektedir. Dünyada bilinen en ciddi toksin budur. Bunun zehridir. 1 mikrogramı 1 milyon fareyi öldürebilecek düzeyde bir zehirdir. Toksin bulunan konservenin tüketilmesiyle de zehirlenme görülebilmektedir”

Diğer besin zehirlenmelerine göre, çok yaygın bir zehirlenme türü olmadığını; ancak ölüm oranı çok yüksek olduğu için en önemli besin zehirlenmelerinden biri olduğunu bildiren Doç. Dr. Ertek, “Bu tür zehirlenmelerde her 3 hastadan 1’i kaybediliyor ve bunun nedeni de solunum kaslarının felcine bağlı olarak soluk alma sıkıntısından kaynaklanıyor” diye konuştu.

“Ses kısıklığı belirtiler arasında”

Doç. Dr. Ertek, bu tip zehirlenmelerde belirtilerin yaklaşık 12 ile 36 saat arasında görüldüğünü söyleyerek, “Botulismus zehirlenmesinde en sık görülen belirtiler arasında çift görme, göz kapaklarında düşme, göz bebeğinin genişlemesi, ağız kuruluğu, yutma güçlüğü, kalp atışlarında zayıflık, tansiyon değerlerinde değişme ve en önemli belirtilerinden olan ses kısıklığını sayabiliriz” diye konuştu.

Doç. Dr. Ertek, ayrıca felç ve solunum yetmezliğinin görülebileceğini de ifade etti.

“Evde hijyenik ortamda konserve üretmek mümkün değil”

Bu tür zehirlenmelerden korunmak için özellikle evde konserve yapmaya ve bu konserveleri tüketme alışkanlığından vazgeçmek gerekliliğine işaret eden Doç. Dr. Mustafa Ertek, “Daha çok sanayi tipi konserve tüketmek lazım. Çünkü evde, her ortamda hijyenik koşullarda konserve üretmek mümkün değil” dedi. Doç. Dr. Ertek, bu konservelerde herhangi bir tat değişikliğinin de olmadığını söyleyerek şunları kaydetti:

“Yani herhangi bir ekşime, kokma gibi bir şey olmadığı için bir tereddüt duymadan yenilir. Sadece konserve kapağında ?ki her zaman olmaz- bir bombeleşme olabilir. Genelde aileler de bu zehirlenme görülüyor. 3-4 kişilik bir aile bu zehirlenme ile geliyor ve maalesef bazılarını kaybediyoruz”

Botulismus zehirlenmesi şüphesi olan hastaların mutlaka solunum desteği olabilecek yoğun bakım ünitelerinin olduğu hastanelere sevk etmek ve buralarda tedavi altına almak gerektiğini belirten Doç. Dr. Ertek “Aksi halde soluk alamadan hasta ölebilir” diye konuştu.