sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe

Şaşılık ameliyatı nedir, ne zaman yapılır, başarı oranı nedir?

Soru: 25 yaşındayım. Şaşılık ameilyatı olmak için çok mu geç? Olursam başarı oranı nedir? Yan etkisi var mıdır?

Cevap: Diyorsun ki bana komple bir cevapla gel. Peki. Buyur.

Merkezimizde 6 aylık bebekten 70 yaşındaki erişkin hastaya kadar her yaş grubunda şaşılık ameliyatları başarı ile yapılmaktadır. Daha önce yetersiz düzeltme yapılmış veya aşırı düzeltme yapılmış (örneğin: içe kayan göz ameliyat sonrası dışa kaymışsa) hastalar da kliniğimizde etkili olarak ameliyat edilmektedir. İçe doğru, dışa doğru, yukarı ve aşağı doğru, oblik kaymalar, bazı bakış kısıtlılıkları, ara ara olan kaymalar, uzak yakın farklılığı olan kaymalara müdahale yapılmaktadır. 
Yana baktıran, yukarı aşağı baktıran rektus adalelerine, alt oblik ve üst oblik adalelere müdahaleler, nistagmus ameliyatı, Faden ameliyatı, botulinum toksin uygulaması yapılabilmektedir. 
Dokuz ile elli yaş arası göz tembelliği olan hastalarda var olan görmeyi ortalama yüzde atmış civarında artırabilen Nörovizyon tedavisi verilebilmektedir.

Şaşılık ameliyatları büyük çoğunlukla göz küresinin dışında yer alan kaslar üzerinde gerçekleşir. Şaşılığın düzeltilmesi ve gözler arasındaki paralelliğin sağlanması için muhtelif teknikler kullanılarak bu kasların güçleri arttırılır, azaltılır veya kasların etki noktaları değiştirilir.
Şaşılık ameliyatları uzun süre hastanede kalmayı gerektirmez. Ancak her ne kadar lokal anestezi ile operasyon mümkün olsa da hastanın konforu, cerrahın rahat çalışabilmesi açısından ve kasların daha iyi manipule edilebilmesi gibi amaçlarla şaşılık cerrahisinde genel anestezi uygulaması tercih edilir. Bu nedenle, operasyondan sonra genel anestezi etkisinden dolayı birkaç saat hastanede gözetim gerekir. Daha sonra hasta verilen talimatlara uymak kaydıyla evine gidebilir.
Şaşılık ameliyatları ile ilgili bilinmesi gereken bazı önemli hususlar şunlardır:

1. Şaşılık ameliyatları başarı oranı yüksek ameliyatlardır. Ancak başarı beklentisinin gerçekçi olmasında yarar vardır. Örneğin çocuklarda şaşılık ameliyatlarının sonucu kozmetik yararlarından ziyade fonksiyonel yararları ön plana alınarak değerlendirilmelidir. Çocuğun görme gelişimini olumsuz biçimde etkileyen bir kaymanın düzelmesinde başlıca ölçüt kozmetik mükemmellik değil, görme gelişiminin önündeki engeli kaldırmaktır. Özellikle doğuştan gelen kayıplar ve hareket kısıtlılıklarında gözü tamamen normal bir hareketliliği kavuşturmak yapısal olarak imkansızdır. Burada amaç, gözün tüm hareketliliğini tamamen normal hale getirmek değil, gözlerin en çok kullanıldığı düz karşıya bakış pozisyonundaki paralelliği sağlamak, böylece kısıtlılığın sebep olduğu baş eğriliği gibi sorunları gidermek ve görme gelişimini mümkün olduğunca iyileştirmektir.
 
2. Şaşılık ameliyatları, tek başlarına değil özellikle çocuklarda uzun süreli bir tedavi sürecinin bir parçasıolarak düşünülmelidir. Bir şaşılık sorununun tamamen giderilmesinin birden fazla ameliyat gerektirmesi az rastlanan bir durum değildir. Dünya genelinde şaşılık tedavisinde iyileşme için gereken ortalama ameliyat sayısının 1.5 civarında olduğu düşünülürse bu durum daha iyi anlaşılabilir. Hatta bir çok durumda mevcut kaymayı tek bir ameliyatla düzeltmek yerine aşamalı bir yaklaşım daha iyi sonuç verebilmektedir. 


3. Değil şaşılık cerrahisinde, tıbbın hiçbir alanında, hiçbir tedavinin "garantisi" olmaz. İnsan vücudunun arzettiği yapı ve burada doğabilecek sağlık sorunlarının giderilmesinde, mekanik bir eşyanın üretim ve onarımında sunulana benzer bir garanti kavramı sözkonusu olamaz. En basit bir diş çekiminden, enjeksiyona kadar hiçbir tıbbi müdahalenin %100 garantisi yoktur, olamaz. Tıp biliminde başarı oranları istatistiksel olarak değerlendirilir ve olasılık oranları sözkonusudur. Şaşılık cerrahisinin başarı şansı da, hastalığın durumuna, hastane ve/veya cerrah'a göre bazı farklılıklar göstermekle birlikte %70'in üzerindedir. Ancak burada "başarı" derken kastedileni 1. maddedeki şekilde anlamak ve bu amaca ulaşırken birden fazla cerrahi girişimin gerekebileceğini de unutmamak gerekir.

4. Şaşılıkların tedavisinde ameliyat edilecek gözün seçimi şaşılığın nedenine bağlı olarak değişebilir. Çoğu zaman daha çok kayan ve/veya az gören gözün ameliyat edilmesi tercih edildiği gibi bazen sorun aslında kaymayan gözde de olabilir. Bazı şaşılık türleri ise her iki gözün birden ameliyatını gerekli kılabilir. Bu nedenlerle hastanın kendisinin "sorunlu" olarak algıladığı gözü ile, tedavi gerektiren gözler her zaman aynı olmayabilir. Bu konudaki karar tamamen hekime aittir.

5. Her cerrahi girişim gibi şaşılık cerrahisinin de belli potansiyel riskleri olmakla birlikte bunlar oransal olarak diğer göz ameliyatlarına göre çok daha düşüktür. Kontrolsuz kanama, yüzeyel enfeksiyon, kalıcı asimetri, kalıcı irritasyon, kalıcı çift görme, kaymanın düzelmemesi veya aksi yönde devam etmesi gibi haller şaşılık ameliyatlarının bilinen olağan komplikasyonları arasında sayılabilir. Görme kaybı ve göziçi enfeksiyonlar ise daha nadir görülebilir. Bunlara ek olarak uygulanan genel anestezinin bilinen yaşamsal komplikasyonlarını da unutmamak gerekir. Ancak bütün bu risklerin deneyimli bir cerrah, ameliyathane ekibi ve uygun bir cerrahi sonrası bakım ile minimalize edilmesi mümkündür.

6. Ameliyat saatinden önce en az 6 saat boyunca midenin tamamen boşalması için tam bir açlık periodu geçirilmesi şarttır ve yaşamsal önem arz eder. İlaç kullanımını gerektiren ciddi bir sistemik rahatsızlığı olan hastaların ilaç kullanımı ile ilgili düzenlemeler ameliyat öncesi ilgili anestezioloji uzmanı tarafından değerlendirilerek düzenlenir. Bu düzenlemeye uyulması da çok önemlidir.

7. Ameliyattan sonra ilk gece opere edilen göz bir bandajla kapalı tutulur. Ertesi gün açılarak ilk pansumanı yapılan ameliyatlı gözün kapaklarının şiş ve hafifçe morarmış, gözün için kızarık ve kanlanmış olarak görünmesi olağandır İkinci kez opere edilen gözlerde ve ameliyat öncesi çok ağlamış olan çocuklarda bu belirtiler daha bariz olarak görülür. Genellikle ameliyat sonrası gözün normal görünümüne kavuşması 6 hafta civarında sürer. Bu süreçte gelişebilecek allerjik bazı reaksiyonlar veya enfeksiyonlar ise bu süreyi uzatabilir. Ameliyat sonrası genellikle biri antibiotik içeren, diğeri ise anti-inflamatuar özellikli iki göz damlası, günde 4 kez, birer damla olarak 15 gün süreyle kullanılır. Bu sürede gözlerin kaşınması, sulanması gibi durumlar normaldir.
8. Eğer hasta hafif bir işte çalışıyorsa ameliyattan sonraki ilk günden itibaren  işine geri dönebilir. Çocuklar da 2-3 günden sonra okula devam edebilirler. Ancak ilk bir hafta toz, duman gibi irrite edici çevresel etkenlerden korunmaya azami dikkat sarfetmek gerekir. Ayrıca duş alırken ameliyatlı göze su ve sabun temas etmemesine, uyurken bu gözün üstüne yatmamaya veya elle kurcalamamaya dikkat edilmelidir. Bunlar henüz taze olan yaraya zarar vermese bile enfeksiyon açısından risk oluşturdukları için önemlidir.

9. Ameliyattan önce gözlük kullanan bir hasta, ameliyattan sonra da aynı gözlüğüne mutlaka devam edecektir. Şaşılık ameliyatlarının gözlük ihtiyacını ortadan kaldırmak gibi bir amacı ve yararı kesinlikle yoktur. Hastaların ameliyattan sonra gözlüklerini çıkartacakları yönünde bir beklentileri asla olmamalıdır. Gözlük ile kayması düzelen olguların ameliyat edilmeleri zaten gereksiz, hatta zararlı olabilir. Sadece gözlüğü çıkartmak amaçlı şaşılık ameliyatı olmaz. Gözlük kullanan ve kayması olan bir kişi, ameliyatla kayması düzeltildikten sonra da gözlüğe ihtiyaç duymaya devam edecektir. Sadece bazı durumlarda kullanılan gözlüğün derecelerinde bazı değişiklikler yapılabilir. Gözlük, var olan bir kırılma kusurunu düzeltmek için kullanılan bir gereçtir ve eğer amaç gözlükten kurtulmak ise seçenek şaşılık ameliyatı değil, ancak refraktif cerrahi olabilir. Bu seçenek ise hastanın tıbbi durumunun hekim tarafından değerlendirilmesi ve uygun görülmesi halinde geçerlidir.

10. Ameliyattan sonra 1-2 ay kadar süren geçici bir çift görme dönemi olabilir. Bu, artık paralel olan ve bir arada gören gözlerin bu duruma alışması için gerekli bir süreçtir. Bu durumun kalıcı olması hali çok nadirdir ve ek önlemler gerektirebilir.

11. Şaşılıkta cerrahi düzeltmede aşamalı ve temkinli bir yaklaşım, her zaman için aceleci ve tek ameliyatla sorunu çözmeyi hedefleyen yaklaşımdan daha başarılı sonuçlar verir. Bu nedenle şaşılık tedavisi süreci içinde aynı gözde veya diğer gözde başka ameliyat(lar)ın gerekebileceği hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Salı

Kan Grubu Sağlık Kadar Kişiliği de Etkiliyor

Kan grubu, kan grubu kişilik lişkisi, kan grubu sağlık ilişkisi, kan grupları, kan gruplarının özellikleri, kişilik, kişilik yapısı, kişisel gelişim, sağlık, sağlık durumu..

Yapılan araştırmalar kan grubunun, kişinin sağlık durumunu etkilediği kadar kişilik yapısını ve kişisel gelişimini de etkilediğini ortaya koydu…

‘Kan Grubuna Göre Diyet’ kitabının yazarı Dr. Peter J. Dadomo’un yaptığı araştırmalar sonucunda, kişilerin kan grupları ile kişilikleri arasında bir bağ bulunduğu ortaya çıktı.


Dr. Dadamo’un araştırmalarına göre, kan grubu A olan kimseler uyumlu bir kişilik sergilerken, 0 kan grubuna dahil kişiler hayatı bir melodi gibi yaşıyorlar. B kan grubu insanı akılcılığıyla ön plana çıkarken, AB ise diğer 3 karakterin birçok özelliğini kendinde taşıyor.

Dr. Dadamo, kan gruplarının oluşumunu ise şöyle açıklıyor:

0 grubunun oluşumu: İnsanın gıda zincirinin en tepesine yükselmesi.

A grubunun oluşumu: Avcı-toplayıcılıktan daha evcil tarım kökenli bir hayata geçilmesi.

B grubunun oluşumu: Afrika’dan Asya, Avrupa ve Amerika’ya göçlerin ve karışıp birleşmelerin oluşması.

AB grubunun oluşumu: Ayrı toplumların bir araya gelip, karışması nedeniyle oluşan çağdaş karışım.”

Kan grubuna göre insanın kişilik özellikleri ise şöyle:

A grubu: A grubu insanı duyarlı ve uyumlu bir kişiliğe sahiptir. Araştırmayı sever, gelişime ve değişime hemen ayak uydurur. Bu grup içinde yer alanlar, duyan, hisseden, sürekli olarak araştıran kişilerdir. Çevrelerindeki kişilerle sıkı ilişkiler kurmayı severler. Dış dünyadaki tüm değişikliklere karşı duyarlıdırlar. Ancak bu aşırı duyarlılıkları, çevrelerinde büyük uyum güçlüğüne düştüklerinde onların geriye doğru kaçmalarına ve içlerine kapanmalarına neden olur.

B grubu: En önemli özellikleri mantık ve iradenin duygularından önce gelmesidir. Çevrelerine egemen olmak ve etraflarındaki herkesi yönetmek isterler. Gözüpek, inatçı, otoriter ve serttirler. Bu karaktere sahip bulunanların tipi, asker, uzman ve danışmandır. Davranışlarında akılcı, sistemli, düzenli ve iradelidirler. Başkalarının tepki ve eğilimlerini dikkate almaksızın, kendi düşünce ve kararları doğrultusunda ilerler.

0 grubu: Yaşamın tadını çıkaran, dünya nimetlerinden yararlanan kişilerdir. Yani hayatı bir melodi gibi yaşarlar. Ortama çabuk adapte olur, herkesle iyi anlaşırlar. Uç fikirlere eğilim göstermezler. Amaçlarına çok da zorlanmadan ulaşırlar. Başarılarındaki en büyük etken dış dünya ile yakaladıkları mükemmel uyumdur. Bu engin uyum düzeni içinde, önlerine sunulan olanaklardan rahatlıkla yararlanırlar.

AB grubu: AB kan grubundan olan kişiler karmaşık bir yapıya sahiptirler. Diğer üç karakterin özelliklerinin birçoğunu karışık bir halde bu gruptaki insanlarda görmek mümkündür. Bundan dolayıdır ki çelişen, kaprisli ve tutarsız bir kişilik sergilemeleri doğaldır. Bunların yanında çevrelerine çok önem verirler. Mantıklı düşünebilmeleri, sosyal tutum ve yargıları önemsemeleri onları başarıya götüren en önemli etkendir.