hamilelik dönemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hamilelik dönemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cuma

Elektromanyetik Dalgalar Bebekleri Tehdit Ediyor

Bebek sağlığı, bebekler, elektromanyetik dalgalar, gebe kadınlar, gebelik, hamile sağlığı, hamileler, hamilelik dönemi..

Cep telefonu kullanımının ilerleyen zamanlarda sigara gibi yasaklanacağını belirten Müftüoğlu, kablosuz internet ortamının da özellikle küçük yaştaki çocuklar ve hamile kadınlar üzerinde zararlı etkilerinin olduğu yönünde ciddi bulguların olduğunu kaydetti.

Cep telefonu baz istasyonlarının insan sağlığına zararlı olup olmadığı tartışmalarından sonra yeni bir polemik daha başladı. Bu kez de Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, kablosuz modemin yaydığı manyetik dalgaların hamile ve 2 yaş altındaki bebekler için zararlı olduğunu iddia etti.


Müftüoğlu, beslenme şartlarının yanı sıra çevrede kullanımı artan manyetik kirlenmeyle ilgili olarak çok ciddi tehlikelerin olduğunu söyledi.

Uzmanlar, kablosuz internet ağı olan yerlerin 1,5-2 yaşından küçük çocukları, hamileleri etkilediği konusunda hemfikir.

Memorial Suadiye Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Murat Yıldırım‘a göre teknolojik gelişmelerin yol açabileceği sağlık sorunlarını tam olarak öngörmek imkânsız. Ancak radyo, televizyon, telsiz verici istasyonları, uydu iletişim sistemleri ve GSM cihazları gibi günlük hayatta sık karşılaştığımız elektromanyetik dalga yayan aletlerin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediği konusunda herkes hemfikir.

Dr. Yıldırım, “Yapılan araştırmalarda yüksek gerilim hatlarına yakınlık arttıkça çocuklarda lösemi sıklığında artış olduğu görülmüştür.” diyor.

Başka çalışmalarda da diğer çocukluk çağı kanserlerinde artış olabileceğine dair veriler elde edilmiş olsa bile, bu konunun kesinlik kazanmadığını belirten Yıldırım, “Yapılan çalışmalar günlük hayatta kullandığımız televizyon, bilgisayar ve cep telefonları başta olmak üzere birçok elektronik aletin yaydığı radyasyonun boğazda kuruluk, gözlerde ağrı ve görme bozukluğu, baş ağrısı, alerji, uykusuzluk, seslere karşı hassasiyet, işitme zorluğu ve yorgunluk haline yol açabildiğini göstermektedir” şeklinde açıklama getiriyor.

Yıldırım, özellikle telekomünikasyon alanındaki hızlı gelişmelerin çocukların cep telefonları ile tanışma yaşını düşürdüğü, bu nedenle de mobil telefonların beyin dalgalarında değişikliklere yol açtığı, zihinsel faaliyetleri azalttığı, uyku düzenini bozduğu yönündeki iddiaların kanıtlanmamış bile olsa ciddiye alınması gerektiğini düşünüyor.

Op. Dr. Ferhan Kulu ise tedbirli olmak için özellikle hamile kadınların yatak odalarında bu tür cihazları bulundurmamalarını belirtiyor ve şu açıklamayı getiriyor:

“Günlük hayatımızda kullandığımız teknolojik cihazların sağlığımızı ne ölçüde etkilediğini tam olarak bilmiyoruz. Bilim adamları elektromanyetik kirlenmenin sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri ile ilgili çalışmalar yapıyor. Kablosuz internet (wireless) ortamının özellikle küçük yaştaki çocuklarda ve hamile kadınlarda zararlı etkilerinin olabileceği düşünülüyor.

Düşük frekanslı elektromanyetik dalgalar iyonize edici etki göstermez. Bu tip elektromanyetik dalgalar dokuya çarptıklarında moleküler hareketlerde artışa sebep olur, bu da ısı olarak ortaya çıkar. Noniyonize elektromanyetik etkilere yönelik deneysel veriler oldukça az. Yapılan hayvan deneylerinde bu konudaki çalışmalar devam ediyor. Tedbirli olmak için hamile kadınlar özellikle yatak odalarında bu tür cihazları bulundurmamalı, cep telefonunu kulaklıkla kullanmalılar.”

Manyetik dalgalardan nasıl korunabiliriz?

- Binalar trafolardan en az 100 metre uzakta inşa edilmeli.

- Televizyondan en az 1 metre uzakta oturulmalı.

- Düşük radyasyonlu bilgisayar ekranı kullanılmalı, LCD ekran tercih edilmeli.

- Çocuklar oyun amaçlı bilgisayar kullanmamalı, açık hava alanlarına özendirilmeli.

- Halojen ve floresan lambalar okuma lambaları olarak kullanılmamalı.

- Çocuk odalarında TV ya da bilgisayar bulundurulmamalı. Bu tür araçların yer aldığı odalarda ve duvarların arkasında çocuk yatağı olmamalı.

- On altı yaşın altındaki çocuklara cep telefonu kullandırılmamalı.

- Telsiz ev telefonları ve kablosuz modemler yatak odası dışına yerleştirilmeli.

Pazar

Emzirme Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF bebeklerin yaşamının ilk 4 ayında, mümkünse 6 ayında, su dahi almaksızın anne sütü ile beslenmesini önermektedir. Bebeğin tüm biyolojik gereksinimleri için en iyi ve eksiksiz besin anne sütüdür. Bebeğin sağlıklı gelişmesini, büyümesini ve hastalıklardan korunmasını sağlar.

Emzirme bebeğinizle sizin aranızda sağladığı yakın temas nedeniyle özel bir bağ oluşmasına neden olur. Bebeğiniz doğduktan sonra ilk yarım saat içinde sütünüzün gelmesini beklemeden ve kesinlikle şekerli su vermeden mutlaka emzirmelisiniz. İlk 48 saat içinde sık emzirmek sütün yeterliliği açısından önem taşır. Çünkü sık emmeye bağlı olarak süt salgısında artış olacaktır. Bu nedenle sütünüz henüz gelmemiş bile olsa sık emzirmeye devam ediniz.


Kolostrum adı verilen ilk süt protein bakımından oldukça zengindir ve içinde bebeği bulaşıcı hastalıklardan koruyacak bol miktarda antikor taşımaktadır. Kıvamı koyu ve sarımsı bir rengi olan kolostrum sonraki birkaç gün içinde normal anne sütüne dönüşecektir.

Kolostrum sıvısı hamileliğinizin yedinci ayından sonra sağılabilir. Bu aylarda duş altında memenin ayla kısmına (meme başı etrafında bulunan koyu renkli kısım)baş ve işaret parmaklarıyla yapılacak kısa masajlar süt kanallarının açılmasına yardımcı olabilir.

Bebeğinizi emzirmeden önce ellerinizi yıkayın. Yeni kaynatılmış ılık suya batırdığınız pamukla meme başlarınızı silin. Bebeğinizi mümkün olduğu kadar dik bir pozisyonda kucağınıza alın. Meme başınızı bebeğin yanağına değdirerek onun içgüdüsel olarak memenize yönelmesini sağlayın. Bebeğinizin meme başını çevresindeki koyu renkli kısımla (ayla) birlikte ağzına almasını sağlayın. Böylece bebek bu kısma dudaklarıyla bastırdıkça meme başından süt gelir. Sadece meme ucunu emerse yeterli süt alamayacaktır.

Gaz sancılarını engellemek için hava yutmasını en aza indirmek gerekir. Bunun için emzirirken bebeğinizi mümkün olduğu kadar yere dik tutmaya çalışın. Gazını çıkarmak için başını omzunuza dayayıp yine dik bir pozisyonda sırtına hafif hafif vurmanız yeterli olacaktır. Bebeğiniz yuttuğu hava ile birlikte bir kısım sütü geri çıkartabilir. Bu nedenle omzunuza önceden temiz bir peçete ya da mendil koymalısınız. Bu işlem 15-20 dakika sürmelidir.

Emzirme konusunda bilinmesi gerekenler

Anne sütü ile beslenen sağlıklı bir bebeğe ilk üç ayda ayrıca su vermeye gerek yoktur. Ancak kemik ve diş gelişimi için beslenmeye D vitamini eklenmelidir.

Bebeğinizi yan yatırmaya özen gösterin. Bu bebeğinizin çıkaracağı süt veya tükürük salgısının nefes borusuna kaçmasını engelleyecektir.

Bebeğinizi her ağlayışında ve istediğinde emzirmelisiniz. Bu bebeğinizin hem beslenmesini hem de psikolojik olarak doyuma ulaşmasını sağlayacaktır.

Süt üretiminin uyarılabilmesi için özellikle başlangıçta bebeğinizin her öğünde her iki memeden de emmesi gerekir. Bir sonraki emzirme öğününde son emzirmede bıraktığınız meme ile başlayın. İlk günlerde emzirme süresi her göğüs için 3-5 dakika olabilir. Bebeğin emme gücünün artmasıyla birlikte bu süre 10-15 dakikaya uzayacaktır.15 dakika bir göğüs, 15 dakika diğer göğüs şeklinde 30 dakikalık bir emzirme yeterli beslenmeyi sağlar.

Bebeğiniz emzirme sırasında genellikle uyuya kalır. Göğüs değiştirme sırasında hafif uyarılarla uyandırılarak diğer göğsü de emmesi sağlanabilir.

Göğüs temizliği ve bakımı için kaynatılmış ılık suyla ıslatılmış pamukla silmek yeterli olacaktır. Emzirmeden sonra meme başlarınızı dikkatle kurulayın ve sutyeninizin içine temiz bir bez ya da göğüs pedi koyarak kuru kalmalarını sağlayın. Sızan sütle nemlenir nemlenmez bezi değiştirin. Emzirmenin sonunda göğüs ucu sıkılarak çıkan sütün meme başı veya etrafına sürülerek bırakılması göğsün yumuşak kalmasına yardımcı olur.

Hamilelik döneminde olduğu gibi emzirme döneminde de doktorunuza danışmadan ilaç kullanmamaya özen gösterin.

Çarşamba

Gebelikte Yaşanan Kramplar ve Tedavisi

Bacaklarda kramplar, bacaklarda varisler, bel ağrısı, gebelik, gebelik hormonlarının etkisi, gebelikte kramp, gebelikte kramplar, göğüste çatlaklar, hamilelik dönemi, hemoroid, kabızlık, karında çatlaklar, kramp girmesi, magnezyum eksikliği, mide yanması, nefes almada zorluk, sık idrara çıkma, varis çorabı..

Bir kadının en hassas ve bir o kadar da güzel dönemi olan hamilelik döneminde yaşanan bazı sorunlar, hamileliğin keyfine gölge düşürebilir.

Hamilelik döneminde, özellikle ilk aylarda gebelik hormonlarının etkisi sebebiyle bulantı, yorgunluk ve aşırı
uyku hali, baş ağrıları, özellikle son dönemlerinde artan kabızlık, hemoroid, mide yanması, bel ağrısı, sık idrara çıkma ve bacaklarda kramplar, varisler, karında ve göğüste çatlaklar, nefes almada zorluk gibi şikayetler görülebilir.

Bacak krampları ise, özellikle 24′üncü haftadan itibaren başlayan sık karşılaştığımız problemlerden biridir. Gebeleri daha çok geceleri rahatsız eder. Bacak krampları zaman zaman aniden uykudan uyanmalara neden olabilir.

Nedeni magnezyum eksikliği

“Gebelikte kramp oluşumuna sebep olarak kalsiyum ve magnezyum eksikliği gösterilmektedir. Ayrıca gebelikte büyüyen uterusun toplar damar sisteminde yarattığı baskı ve buna bağlı oluşan dolaşım problemleri de kramp oluşumunda önemli bir etkendir. Ayrıca gün içi yorgunluk, fazla ayakta kalma, aşırı kilo alımı ve varisler bacak kramplarını artırmaktadır. Kalsiyum açısından zengin dengeli beslenme, çeşitli egzersizler, masaj, bölgesel sıcak uygulama gibi yöntemlerle krampların hafifletilmesi mümkündür. Çoğu zaman kalsiyum ve magnezyum içeren ilaç takviyesi de yapılabilmektedir. “

Hamilelik döneminde görülen bacak kramplarının önlenmesi için alınabilecek önlemlerden bazıları şunlar:

- Uzun süre ayakta kalmamalı,

- Otururken ayağın altına yükseklik konulmalı,

- Yatmadan önce ılık duş almalı,

- Sol yana yatmalı,

- Varis var ise mutlaka varis çorabı kullanılmalı,

- Yüksek topuklu ayakkabı giymekten kaçınmalı,

- Aşırı kilo alınmamasına dikkat edilmeli.

Kramplar genelde lohusalık döneminde hafifler ve sonrasında da geçer. Kramp girdiği zaman ise baldır üzerine sıcak bir havlu koyup, bacağı yukarı kaldırmak ve ayak parmaklarını yukarı doğru germek rahatlatıcıdır.